‘Yabancı dilin ses düzeni’ni öğretmeye gelince, bu yolda yapılacak tek şey, Türkçenin ses düzeni ile
yabancı dilinkini karşılaştıran bir yöntemi uygulamaktır. Her iki düzende,
ortak sesler ve özellikler ile, birbirine iyice aykırı olanlar belirtidikten
sonra, Türk öğrenciye, hangi yabancı sesleri, kendi dilindeki sesler gibi
söyleyeceği bildirilir; aykırı olanların da, Türkçedeki seslerden, ne gibi
noktalarda ayrıldıkları gösterildikten sonra, konuşma organlarının, nasıl
kullanılarak bu sesleri çıkarabilecekleri, çeşitli resimlerle, çizimlerle, ve
sesleme örnekleriyle gösterilir.
Genel bir yabancı dil öğretim programında, bir sesbilgisi veya ‘fonetik’
dersinin bulun-ması, son derece gerekli sayılmalıdır.
Anadili ‘Türkçe’ olan öğrencilerin, yabancı dil öğrenmekte yaşadıkları
‘dram’ ı, ancak ve ancak, bu dramı daha önce yaşamış olan Türk öğretmenler
bilebileceğinden, yabancı danışmanlardan faydalanma yolu açık bırakılmak üzere,
yabancı dil öğreten Türk öğre-ticilerin birleşerek, her konuda ve her yaşantıya
uygun düşecek ders gereçleri hazır-lamaları gerekmektedir. Bu yapılmadığı
sürece, şimdi uygulanmakta olan yöntemler ve programlar yüzünden, yabancı dilin
‘öğretilmekte’ olduğu kanısı, sanısı ve duygusu sü-rüp gidecek; Türkiye’de
yabancı dil öğretimi, yabancı uzmanların tekelinde bulunacak ve kendilerinin bu
öğretim işine ilgi duymalarına bağlı kalmaktan kurtulamayacaktır.’ (Özcan
BAŞKAN, Yabancı Dil Öğretimi: İlkeler ve Çözümler, 2006, s: 60-61-96)
Aktif Ziyaretçi | 1 |
Bugün Toplam | 48 |
Toplam Ziyaret | 1274994 |